MarkaDer
Derneği Başkanı Av. Murat Altındere, taklit ve sahte marka
üreticilerinin ve satıcılarının ağır yaptırımlarla karşı
karşıya olduğunu söyledi.
ABDULLAH
ÖZTÜRKMEN
Altındere,
“Taklit/sahte marka üretimi ve satışı sorunu; tüm dünyada
devletlere kayıtdışılık nedeniyle vergisel yönden ve büyük
marka sahibi şirketlere de gelir yönünden çok büyük zararlar
veren büyük bir sorun olarak uzun yıllardır gündemde” diye
konuştu.
MarkaDer
Derneği Başkanı Av. Murat Altındere, “ Dünyanın her yerinde
olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki bu durum önlenemez
boyutlardadır” dedi.
Altındere,
“ Mesela daha 1,5 ay kadar önce, bugüne kadar Türkiye’deki en
büyük taklit ürün operasyonu yapılmış ve içlerinde İtalya,
Hollanda, İsveç ve Fransa gibi ülkelere ait olan Hugo Boss, Tommy
Hilfiger, Burberry, Lacoste, Gucci, Gantgibi dünyaca ünlü
markaların sahtesinden oluşan 2 milyon 100 bini aşkın ve toplamda
14 kamyon mal ele geçirilmiştir. Yılın her döneminde bu sorunla
fazlaca karşılaşmamıza rağmen özellikle yaz aylarında
tatilcilerin uğrak beldelerinde taklit markaların satışı daha da
artmaktadır. Örneğin Bodrum, Alaçatı, Kuşadası, Kaş vb. gibi
tatil beldelerinde neredeyse her köşe başında taklit ürün satan
bir mağazaya rastlamanız mümkündür. Tabi taklit markaların en
önemli satış yerlerinden biri olan İstanbul’daki Kapalıçarşı’yı
da söylemeden geçemeyiz. Kimi zaman bu taklit ürünlerle ilgili
başvurular yapılıp, baskınlarla mallar toplatılsa, haklarında
ceza davaları açılsa da, ne yazık ki açılan ceza davaları
sonrasında alınan cezalar caydırıcı olmadığından bu kişiler
aynı fiillerine devam etmekteler. Taklit /sahte ürünler sadece
ekonomik olarak değil toplum sağlığını da ciddi şekilde tehdit
etmektedir. Örneğin geçtiğimiz Mayıs ayı sonlarında bir
operasyonda yurda kaçak yollarla sokulan taklit saat ve gözlüklerin
deri ve zührevi hastalıklara yol açmanın yanı sıra
kanserojen
etkisi olduğu sağlık kuruluşlarınca tespit edildi. Belirtmeliyim
ki yapılan araştırmalara göre G20 ülkelerinde her yıl taklit,
sahte ürünler yüzünden 3 bin kişi yaşamını kaybetmektedir.
Ayrıca
üzülerek belirtmek isterim ki ülkemiz bu taklit/sahte ürünler
nedeniyle çok ciddi vergi kaybına uğramaktadır. Mart aylarında
Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu MKG’nin
Ekonomi Gazetecileri Derneği ile düzenlediği bir çalıştayda
taklit, sahte ürünlerin yarattığı ekonomik kayıplara ilişkin
raporun sonuçları açıklanmıştır. OECD endeksleri kullanılarak
düzenlenen bu rapora göre; Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte
ürün piyasasının büyüklüğünün yaklaşık 17,2 milyar dolar,
devletin kaçak ticaret nedeniyle uğradığı vergi kaybının ise
7,2 milyar dolar olduğu bildirildi. Bu rakamlar Türkiye gibi
gelişmekte olan bir ülke açısından değerlendirildiğinde
korkunç diyebileceğimiz boyutlardadır. Hatta daha da acısı
raporda; Türkiye’nin, taklit/sahte ürün ele geçirilen ülkelere
ilişkin dünya sıralamasında ilk sırada olan Çin’den sonra
ikinci sırada yer aldığı açıklanmıştır. Şimdiye kadar kanun
hükmünde kararname ile yaptırımı düzenlenen Marka suçları
için uzun yıllardır beklenen Kanun yürürlüğe girmiş oldu.
Yeni yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai mülkiyet kanunu göre
taklit marka üreten ve satışa sunan kimseler 3 yıla kadar hapis
ve ciddi para cezalarıyla cezalandırılabilecek ve bu markalı
ürünleri üretimde kullandıkları tüm makina ve cihazlarına el
konacaktır. Ayrıca orijinal marka sahibi şirketin tazminat davası
açması halinde, taklit marka satışından elde edilen tüm gelir
tazminat olarak taklitçilerden alınabilecek ve mahkeme kararı
ulusal gazetede yayınlanacaktır” şeklinde konuştu.
Yenigüney
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder